Ana Sayfa   » KARABAĞ İHTİLAFI    » İşgal olunmuş arazileri yasa dışı kullanma    » Kültürel mirasın yıkılması   

Kültürel mirasın yıkılması

  



Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarında kültürel mirasın yok edilmesine ve tahrif edilmesine yönelen, uluslararası sözleşmelerde insani suç olarak değerlendirilen işler yapılıyor. Bu topraklarda kalan tarih-kültür anıtlarını ya yıkarak izlerini siliyor, ya da onları Ermeni anıtları adı altında tahrif ediyorlar. Ermeni kaynaklarında farklı zamanlarda yer alan bilgilere, uydu çekimlerine, AGİT işgal olunuş ülkelerdeki durumu inceleyen grubun raporuna ve diğer kaynaklardan toplanan bilgilere göre, bu bölgelerde şu ana kadar yüzlerce tarihi anıt tamamen yıkılmış. Diğer anıtlar ise Ermeni anıtları adı altında pasaportlaştırılır.

İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında tarih-kültür anıtlarının toplu halde yıkımı ve tahrifi 1954 yılında kabul edilen Haaga Sözleşmesi`ne (Askeri Çatışmalar sırasında kültürel değerlerin korunması hakkında madde) aykırıdır. Bu sözleşme askeri çatışmalar sırasında her bir devletin kendi arazisinde ve karşı tarafın arazisinde bulunan kültürel değerlerin korunması, mimari, sanat, tarihi anıtlar, arkeolojik kazılar gibi menkul ve taşınmaz kültürel değerlerin savunma yapılmasını katılımcı devletler önünde görev olarak belirtiyor. Ayrıca işgal topraklarında tarih-kültür anıtlarının yıkılması ve tahrif edilmesi UNESCO'nun "Geneldünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması" Sözleşmesi'nin ihlalidir. Azerbaycan'ın isteği üzerine AGİT iki kez işgal altındaki bölgelerdeki durumu öğrenmek için misyon düzenlemiş, bu zaman tarihsel anıtların durumu da kısmen incelenmiştir. Buna rağmen, Ermenistan UNESCO işgal altındaki topraklarda tarihi anıtların durumunu öğrenmek için tarafsız misyon göndermesine mani olmuştur. Azerbaycan Kültür Bakanlığı bir yıl önce işgal altındaki topraklarda tarih-kültür anıtlarının yıkılmasına ilişkin rapor hazırlayarak UNESCO'ya sunmuştur.
İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında kalan tarih-kültür anıtlarının çoğu ile ilgili SSCB döneminde işlem yapılmamış, bu da Sovyet iktidarının Azerbaycan'a karşı önyargılı politikasının bir parçası olmuştur. İşgale kadar ise Azerbaycan tarafı bu bölgelerde 8 dünya, 166 ülke ve 588 yerel önemli anıt kaydetmiştir. Dağlık Karabağ ve ona bitişik bölgelerde mevcut olan binlerce tarihi anıt ise resmi kayıt dışında kalmıştır. Sonuçta Ermeniler bu anıtları kendi adlarına resmileştirmek için fırsat bulmuşlardı.
Son yıllarda Karabağ'da Arnavut dönemine ait 100'e yakın mabed Ermeni kilisesi statüsü verilmiştir. Sadece 2006 yılında Ermeniler tarafından Şuşa şehri çevresinde 500'den fazla anıt "Ermeni anıtı" olarak tescil edilmiştir. 2010 yılında işgal altındaki bölgelere yolculuk yapan İsviçreli gazeteci, "Wochenzeitung" ve "Neues Deutschland" yayınları elemanı Andre Vedmer de tarihi anıt ve mezarlıkların üzücü durumuna tanık olmuştur. Vidmer Azerbaycan'ın Şuşa ve Ağdam`dakı birçok kültür anıtlarının imha edildiğini veya ciddi hasar gördüğünü doğrulamış. Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsü'nün biriktirdiği kanıtlara göre işgal altındaki topraklarda kalan ve İslam dönemine ait tarihi anıtlar özel çaba harcanılıp acımasızca yıkılıyor. Çünkü bu yapıların üzerinde Müslüman epigrafisi ile yazılar bulunduğu için onları ermenileştirmek ve Azerbaycan`a ait olmayan anıtları gibi sunmak mümkün olmuyor. Buraya mezarlar, türbeler ve camiler dahildir. Enstitünün araştırmalarına göre 1994 yılında ateşkesin elde edilmesinden sonraki 18 yıl boyunca işgal altındaki bölgelerde yıkılan tarih-kültür anıtlarının sayısı silahlı çatışma sırasında tahrip edilmiş yapıların sayısından fazladır.

İşgal altındaki bölgelerde yapılan arkeolojik kazılar

Ermeniler işgal edilmiş topraklarda kalan tarihi anıtları yıkmak ve tahrif etmekle yetinmeyip bu arazilerde arkeolojik kazılar da yapıyorlar. Amaç Ermenilerin Karabağ'a 19. yüzyılın başlarından itibaren göç ettirildiğine ilişkin kesin tarihi olguları örtbas etmek, Ermenilerin sözde bin yıllar boyunca bu topraklarda yaşadıklarına dair sahte tarihi kanıtlar ortaya çıkarmaktır. Arkeolojik kazılar özellikle 2000'li yılların başlarında başlamıştır. Bu arada Ermenistan Keşif, Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsü'nün bir grup elemanını işgal altındaki Ağdam bölgesi topraklarında, bir zamanlar Karabağ hanlarının yaz ikametgahlarının bulunduğu Şahbulag yazlığa göndermiştir. Onların önünde hayali "Büyük Ermenistan" devletinin başkenti "Tigranakert"in izlerini bulmak görevi konulmuştur. 2006 yılının Ağustos ayında Ermenistan Keşif Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsü daha bir grup elemanını Şahbulag yazlığına gönderdi. Kısa süre sonra arkeologlar yalan "Tigranakert" kentinin kalıntılarını tespit ettiklerine ilişkin haber vermişler. Fakat çok geçmeden onların bu "keşifi" gülünç gerçekle karşılaşmış, şöyle ki keşif üyeleri kazdıkları oyuklara modern teknolojinin yardımı ile yontulmuş testere taşları dizmişler ve onları "tarihi deliller" olarak sunum yapmışlar. Kazılarda yer alan yabancı ülke arkeologları bu gülünç olgu sonrası keşifi terk etmişler.
Buna rağmen Ermeni arkeologlarının Şahbulag yazlıklarında, inşaatı 1751-1752`li yıllarda biten ve Karabağ hanlarının ikametgahı olan Gıfıl Han Sarayı kompleksi arazisinde kazı çalışmalarını halen sürdürmektedirler. Ermenilerin yaptıkları kazılar sonucunda Gıfıl Han Sarayı tarihi anıtının büyük ölçüde yıkıldığı belirtiliyor.
Ermeniler ayrıca işgal altındaki Füzuli ilçesi arazisinde bulunan, en eski insan yerleşimlerinden biri olarak bilinen Azıh mağarasında, Hocavend ve Ağdere bölgeleri arazisinde de arkeoloji kazılar yapıyorlar. Azıh mağarasında arkeolojik kazılar 2001 yılından başlamıştır. Bu arada, bu mağarayı ilk kez 60'lı yıllarda Azerbaycan bilim adamları keşfetmişlerdir ve orada eski insan kemiklerini bulmuşlardı. Bu kemikler şu ana kadar bulunmuş en eski insan kemikleri düşünülür.
Azerbaycan Kültür Bakanlığı'nın resmi raporuna göre askeri saldırılar sonucu işgal edilmiş topraklarda ilk insan yerleşimlerinden olmuş Azıh ve Tağlar mağaraları, Garaköpek, Üzerliktepe kurqanları hazırda askeri amaçlarla kullanılarak kasten dağıdılır. Hocalı, Ağdam, Ağdere, Füzuli, Cebrayıl ilçelerindeki kurganların yanı sıra işgal altındaki Füzuli, Laçın, Kelbecer, Gubadlı, Zengilan ilçelerinin arazilerindeki mezarlıklar, türbeler, mezarüstü anıtlar, camiler, mabetler, Kafkas Arnavutluğu`na ait anıtlar ve Azerilere ait diğer ulusal anıtlar yıkılıyor. Bakanlık`ın biriktirdiği kanıtlara göre Ermeni işgalcileri ayrıca Şuşa tarihi-mimari korusu bölgesinde Aşağı ve Yukarı Gövherağa, Merdinli, Cuma camilerini, Natevan`ın saray kompleksini, ulusal üslupta inşa edilmiş birçok konut meskenlerini, kutsal yerleri, taş heykelleri, eski mezarları, kurganları yıkmışlar.
Ermenistan'ın işgal altındaki Azerbaycan topraklarında kültürel mirası yok etmeye yönelik politikalasının bir parçası da bu topraklarda kalan müzelerde tutulan eşsiz tarihi numuneleri, değerli sanat ve kültür örneklerini talan etmesidir. Azerbaycan Kültür Bakanlığı istatistiklerine göre işgal edilmiş topraklarda 40 binden fazla numuneye sahip olan 22 müze kalmış. Bu müzelerden Azerbaycan halkının tarihi ve kültürü ile ilgili değerli eşyalar, resim ve heykeltıraşlık eserleri, dünyaca ünlü Azerbaycan halıları, halı ürünleri, Azerbaycan'ın önemli şahsiyetlerinin hatıra eşyaları, diğer değerli numuneler talan edilmiştir. Eski metal paralar, altın ve gümüş eşya, nadir ve pahalı taşlar, halılar ve diğer el işleri ile zengin olan Kelbecer ilçesinin Tarih müzesi, Şuşa ilçesinin Tarih müzeleri, Ağdam ilçesinin dünyada eşi olmayan Ekmek Müzesi, Gubadlı tarih-etnografi müzesi (3 binden fazla eşya) , Zengilan ilçesi tarih-etnografi müzesi (6 bine kadar eşya), taş anıtlar müzesi ve birçok başka müzeler bura dahildir. Bu müzelerin hemen hemen hiç birini kurtarmak, aktarmak mümkün olmamıştır.

Ermeni işgali neticesinde numuneleri ile birlikte talan edilen, yok edilen müzeler arasında şüphesiz benzersiz Ağdam Ekmek Müzesi hesap ediliyor. Ağdam'da Ekmek Müzesi ile beraber Tarih Ülkebilim Müzesi, tar uzmanı Gurban Pirimov`un Hatıra Müzesi, Ağdam Resim Galerisi da faaliyet göstermiş. Ermeni işgali sırasında sadece Şuşa'da 8 müze yıkılmış, talan edilmiştir. Bunlardan sadece Halı ve Uygulamalı Sanat Müzesi'nin Şuşa'daki şubesi, Üzeyir Hacıbeyov'un Şuşa'daki Ev Müzesi'nin numuneleri çıkarılmış, ama bu müzelerin fonu da tam kurtulmamıştır. Şuşa şehrinde Natevan`ın, Bülbül'ün, Ebdürrehim bey Hagverdiyev'in ve başkalarının ev müzeleri, resim galerisi, Şuşa ve Hankendi etnografi müzeleri tamamen yıkılmıştır. Şuşa şehrinin Tarihi Müzesi 5 bine kadar eşyası, Azerbaycan Halısı ve Halk Uygulamalı Sanatı Devlet Müzesi Şuşa şubesinin, Devlet Karabağ Tarih Müzesi'nin 1000`e kadar eşyası, seçkin besteci Üzeyir Hacıbeyov'un (300'den fazla eşya), vokal sanatımızın temelini koymuş büyük şarkıcı Bülbül'ün (400 - kadar eşya), seçkin müzisyen ve ressam Mir Mövsüm Nevvab'ın (100'den fazla eşya) hatıra müzelerinin numuneleri talan edilmiş. Ermeniler Üzeyir Hacıbeyov'un ve Bülbül'ün, ayrıca yazar Hurşudbanu Natevan`ın heykellerini Şuşa şehrinden Ermenistan topraklarına götürmüşler. Bu anıtlar tüm ahlak kurallarına, uluslararası insani ilkelere, uygarlığa aykırı olarak hunharca kurşuna dizilmiş ve ağır araçlar aracılığıyla halel getirilmiştir. Sonradan bu eserleri çok zorluklarla Bakü'ye getirmek mümkün olmuştur.

Ermeniler tarafından tahrip edilen müzelerden birisi de Kelbecer tarih-etnografi müzesi olmuş. İçerisinde 30 binden fazla tarihi önemli eşyalar bulunan bu müze anıtı 1980'li yılların başlarında tesis edilmiştir. Müze Ermeniler tarafından tamamen yok edilmiş. Zengilan ilçe Tarih Etnografi Müzesi de bu bölgenin tarihi, kültürü hakkında bilgi alabilmek için vizitkart niteliğinde idi. Müze 1980 yılında faaliyete başlamış ve ilçe merkezinde bulunuyordu. Orada 6000 civarında numune muhafaza ediliyordu. Buraya farklı halılar, kilimler, çeşitli bakır ve gümüş tabaklar, tabak, sürahi, hurcunlar, gümüş hançerler ve XVIII yüzyıla ait Zengilan köylerinden birinin köy hayatının modeli giriyordu. İşgalden sonra müze yıkılmış, numuneleri talan edilmiştir. Gubadlı`nın işgali sırasında Ermeniler 5 binden fazla nadir numune tutulan Gubadlı tarih-etnografi müzesini de talan etmişler. Oradaki numunelerden hiç birini kurtarmak mümkün olmamıştır.

Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı askeri saldırısı 1 milyona yakın insanın kendi evlerinden mülteci düşmesine, kalabalık şehirlerin, kasabaların, köylerin tamamen yıkılmasına, onlarca milyar dolarlık maddi hasara neden olmakla birlikte, Dağlık Karabağ'da ve ona bitişik bölgelerde Azerilere ait kültürel mirasın planlanan şekilde yıkılmasına neden olmuştur. Münakaşa bölgelerinde Ermeni vandalizminin Azerbaycan'ın milli kültür ocaklarına vurdukları hasarı net hesaplamak mümkün değildir. Çünkü talan ve tahrip edilmiş kaynaklar sadece Azerbaycan'ın değil , hem de bütün dünya uygarlığının eşsiz kültür örnekleridir.



Okundu: 2105